Çevrenizde ki en yakın 5 insanın yapısına, tipine, kılık kıyafetine, esprisine, ne yiyip ne içtiğine bi bakın… Hah şimdi onları toplayıp 5’e bölün, çıkan sonuç, copy paste=kendiniz… Yani sizler çevrenizde ki en yakın 5 kişinin ortalamasıymışsınız?
İnsan düşünmüyor değil, kimlerle takılıyorum, kimlerle geziyorum, kimlerle yiyip içiyorum…
Ee hayat kısa, kuşlar uçuyor demiş şair… Acaba etrafınızda sizi boğan insanlar mı var, sürekli bir laf sokuşturmaya çalışanlar mı, size bir şeyler katanlar, uzak kalsanız bile yan yana geldiğinizde kaldığınız yerden devam edenler m?
Bi bıktık değil mi katkısız insanlardan, boş laf üretmek dışında başka bir şey yapmayıp hesap peşinde koşanlardan… Hadi bi arınalım, o kadar mutlu olunuyor ki arınma sonraları… Ben dönem dönem kapıyı çekip çıkar giderim, önceleri arkamda kalanlar vicdanımla beraber benimle gelirlerdi, sonrasında gördüğüm vicdanımda bile yer vermenin yük olduğu…
Kendi terapistimin en sık söylediği cümlelerden biri hiç çıkarmadığım küpemdir;’ gerçekten var mı? Gerçekten yoksa hala niye hayatında ?’ ‘Hayatında varken sana mutluluk hissettirmiyorsa, yokluğuda bir kayıp değil ki’ Dediğim gibi, her sürecin bir sancıyan bir kısmı var, sancıma olmadan da doğum olmuyor… Her ayrılış yeni bir doğum.
Gözünüzde büyüttüğünüz şey kişinin kendisi değil sizde bıraktığı algı.
Ben herkes için değil ama sizi bir şekilde yoran insanların bu muazzam hayatta ağaçları saran zehirli sarmaşıklar gibi kesilip atılması gerektiğini söylüyorum… ✂️ Çok rahat edeceksiniz?
.
.
.
Uzm. Psikolojik Danışman/ Klinik Psikolog/ Psikoterapist Songül Çavdar
Siz de fikrinizi belirtin