Uzun zamandır paylaşmak istediğim bir duygu var. Güven… Güven duygusu… Kafamda toparlamakta epey vakit harcadım. Sonuçta herkesle tabi paylaşacaktım. Bu duyguyla alakalı çalışmalarım var ama güven duygusunun ne denli önemli olduğunu inanın şu yaşımda idrak ettim. Yaşayarak deneyimlediğiniz duyguların kalıcılığı daha çok oluyor. Şu yaşımı boşverin şimdi?Hadi yine kahve sohbeti yapalım, bana duygularınızı yazın… ☕️ Biz psikoterapistlerin de duyguları olduğunu tekrar belirteyim?
Ben şöyle düşünüyorum, bu düzlemde davranışlarımı düzene sokuyorum.
Şimdi kişiler hata yapar mı? Evet yapar. Kişilere hep hatalardan ders çıkar deriz değil mi? Çıkarır, çıkaramaz o kişinin kendi yapısıyla ilgili…
Affedilebilir hatalar ve affedilemez hatalarda kişiden kişiye değişir. ??♀️Aldatılmak, ihanet, yalan, bunları affedebilen var affedemeyen var.
Benim ise kafama takılan iki konu var. ?Birincisi affettiysen eğer neden sürekli kanırtıyorsun, pasif direniyorsun, ısıtıp ısıtıp önüne sunuyorsun. Sürekli kılıcını kuşanmış vaziyette bekliyorsun. Neyi, hangi hissini doyuruyorsun o şekilde? Bunun sana yararı ne? Kendi döngünü mü devam ettiriyorsun? Belli ki ikinci bir şans vermişsin karşı tarafın değişiceğine inanmışsın. Değişmiş ya da değişmemiş ama ne bırakıp gidebiliyorsun hakkıyla, ne de hakkıyla kalıyorsun ve çabalıyorsun. Hem kendini hem karşıdakini ölümüne yıprattığınla kalıyorsun. Bu da bir tercih… Bir diğer ve benim için daha önemli olan konu ise kendin güven sarsacak her hareketi yapma özgürlüğünü kendinde bulurken, kafanda kendini aklayıp aklayıp başkalarını kolaylıkla yargılaman? Bu sınırı aşma noktasında hiç tereddütsüz adımını atman. Başkasının en ufacık hareketine tahammül edemezken ben merkezciliğinle kendinde, her şeyin her türlüsünü her zaman yapma hakkı bulman. ‘0’ kapsayıcılıkla sürekli yargılamalarla ve kendinin doğru bildiği doğrularınla yaşaman. Ben merkezcilik yüzünden aldatan kadınları, yine ben merkezcilikle bıçakla resmen doğrayan erkekleri, haberlerde izlediğimiz zaman ise kanımız donuyor ama. Bu duyguya alışamadığım için ben merkezci insanların yerlerini bir bir değiştirdim hayatımda. Ki benim tarzım gerçekten bu yönelimli insanlarla araya mesafe koyulması gerekliliğine yatkın bir tarz oldu. ‘Bu yönelimli insanları nasıl tanırız acaba, biz de öyle bi şey var mı’ derseniz, bu yazıyı hala öfkesiz okuyabiliyorsanız, yargısız okuyabiliyorsanız merak etmeyin bebek gibisiniz ve ben sizi seviyorum ♥️ Hala umut var dostlar soframızda demektir ?
.
.
.
Uzm. Psikolojik Danışman/ Klinik Psikolog/ Psikoterapist Songül Çavdar
Siz de fikrinizi belirtin