Evinden kaçan kadınlar.
Evinden kaçan erkekler.
Yıllarca evli kalıp bir anda yok olmalar… Genellikle altından bir aşk öyküsü çıkıyor. Kişi yıllar sonra birisine aşık olup kaçıyor ve gidiyor.
Genellikle bırakıp gittiği kişilerin paralarını, kartlarını, kredilerini alarak yapıyorlar bu kaçışı.
Burada gerçek öyküyü kimse bilemiyor. Geride kalanlar hep mağdur olanlar olmuş oluyor.
Neden hiç bir şey söylemeden giderler, neden boşanmak yerine kaçıp gitmeyi tercih ederler? Acaba o kadar para toplamalarının sebebi aşık oldukları kişilerin hep parasız olması mıdır? Kişilerin üzerlerinde baskı kurmaları mıdır?
Bu soruların cevaplarını bulabilmek çok zor. Yaşanan olaylar çok ciddi. Kişilerin sağlıksız olaylar yaşaması, ailelerin dağılması, çocukların böyle terkedilişlere maruz bırakılması büyük travmaları doğurabiliyor.
Bazen yakın çevrem bile, ‘hep çocuklukta arama kişilik bozukluklarını’ diyor her defasında bilimin elinden öpüyorum.
Kişinin evini terkedip, yıllarca bir şey olmamış gibi yaşayıp birden çıkıp gitmesi, hangi dönemde hangi bozukluğa sebep teşkil edecek bir eksikliği gösterir acaba?
Buna terapilerde birlikte bakılmalıdır, bu çok ciddi olaylarla alakalı mağduriyet yaşayan kişilerle kriz anında seanslar düzenlenmelidir.

.

.

.

Uzm. Psikolojik Danışman/ Klinik Psikolog/ Psikoterapist Songül Çavdar