Üzgün müsün?
Üzgün kal…
Acı mı hissediyorsun?
Hisset…
O gün kötü mü?
Tamam kötü…
Ancak bizler nasıl yapıyoruz? Asla üzülmemeliyiz, asla acı çekmemeliyiz, her şey mükemmel olmalı, hep mutlu olmalıyız! Hayır böyle bir şey değil…
Diğer duygular nolucak peki? Bastıra bastıra ezdiğimiz o diğer temel duygularımız? Vücuttan, beyinden tamamen atalım gitsin, böyle bir şey olabilir mi?
Öfke, korku, panik, üzüntü, tiksinme, utanç?
Bizler de bu duyguların her birinden yeteri kadar bulunmalı. Bunlar bizi biz yapan, yaşamamızı sağlayan temel duygular. Kişi hiç öfkelenmiyorsa bi yerlerde sıkıntılar yaşar, başka yerlerde çıkar acısı… Yapmacıktır, maskeleriyle geziyordur, bu onu fazlasıyla yorar, haklarını da savunamaz hale gelir… Bir duygudan yeterince bulunması bizi sağlıklı hale getirir.
Duygulardan kaçıp izole olmaya çalışmak ise sağlıksız hale getirebiliyor.
Her duyguyu deneyimlemek ise bize hayatı yaşanır hale… ?
Kötü duyguyu, üstten kendine bakış ile deneyimleyebilirsin, duyguna merhaba diyip, onu uğurlayabilirsin, ya da dönüştürebilirsin, yayabilirsin. Ancak duygunu atamazsın. Boşuna çabalama. Zaten atılmayacak kadar kıymetli duygularını, ancak seni yormaya başladığı zaman neler yapılabileceğini konuşabiliriz…

.

.

.
Uzm. Psikolojik Danışman/ Klinik Psikolog/ Psikoterapist Songül Çavdar