Şu kaçanlar var ya…
Hani yaparım yaparım der ancak altı boş çıkar, en güzel fırsatı yakalasa dahi anlamlandıramadığınız şekilde kaçar…
Hani tam aşk insanıdır, sizi över de över sonra bir anda kaçar.
Hani tam planlar yaparsınız, hatta yola çıkmış bekliyor olursunuz, uyuyakalır yani kaçar.
Her işi yapabileceğini anlatır, işin ilk haftası kaçar.
Neden kaçarlar?
Bebekler içerisinde omnipotant güç dediğimiz bir güçle doğar, her şeyi yapabileceğine inanır çünkü bir ağlamasına meme hemen gelir, bir gülümsemesine oyuncak hemen verilir, uyanır gözlerini açar annesini görür, yine aynı kucakta mışıl mışıl uyutulur.
Yaşı büyüdükçe ayrışma ve kopma başlar ebeveyninden. Bu kopuş bakım verene acı veriyor kimi zaman. Çocuğunun uzaklaşması kırıyor onları.’O’ onun bir parçası idi nasıl oluyorda kendi kendisine bi hayat kurmaya başlıyor. İşte tam bu noktada bakımveren; küser, ağlar, öfkelenir ve hatta cezalandırır.
O ayrışıp birey olmak üzere adımlar atan çocuk otomatik olarak anne kucağına geri döner, birincil ihtiyacı olan sevgi ihtiyacını karşılayabilmek, ileride ki oyuncaklardan daha kıymetli görünür ve böylelikle çocuğun kırılmaları başlar . Hele bir de evde ‘çocuğun ortaya çıkardığı işlerle ilgili dalga geçilen, kahkahalar atılan bir ortam ‘ varsa çocuk hırslanır belki, ancak yoğun kırılmalar yaşar.
İşte bu çocuklar büyüdüklerinde kaçmaya başlarlar. Her yerden ya da her şeyden değil, ancak işler ciddiye doğru yol aldığında içerlerini büyük bir korku kaplar, kendi kendisini kastre eder, yapabileceğinden emin değildir çünkü, ilk ve en kolay yol kaçıştır.
Bir mantıklı bahane ile evlenmez, bir başka mantıklı bahane ile büyük işlere girmez çünkü derinde bi yerlerde bir ses vardır. Küçüklüğünde konuşan bakımverenlerin sesi…
Çoğu zaman karşılaşıyorum danışanlarımda; ‘ her şey mükemmel gidiyordu hocam bir anda ne oldu anlamadım sırra kadem bastı’ .
Peki öyleyse ne? Ne yapmalıyız? Nasıl davranmalıyız? Tüm bu soruların akıllara gelmesi çok olağan.
İşte bu noktada kendi değerinizin farkında olmak en önemli mihenk bana göre. Kimsenin terapi merkezi, annesi ya da bakımvereni olamazsınız, olmamalısınız. O kişinin sevgilisiyseniz tek rolünüz var sevgililik; eşlik ise eşlik, arkadaşlık ise arkadaşlık.
Bu yüzden herhangi bir sebepten iletişiminiz devam etmiyorsa bu zorlamalarla da mümkün olmayacaktır çünkü kaçış kaçınılmazdır.
Ama şöyle kısa vadede çözüm odaklı bi hap bilgi verebilirim. Şimdiye kadar yazdıklarım ‘ hıh tam o ‘ dedirtmiş olabilir. Söylemeniz gereken işte ‘ hıh tam ben’ . Yani bizler başkalarını değiştiremeyiz ancak, bu durum bizleri ‘eğer rahatsız ediyorsa ‘ kendi bakış açımızı düzenleyebiliriz. Mutlaka sizin değersiz olduğunuza değil, karşı tarafın yoğun değersizlik duygularına dokunuyor olabilir sizin sevginiz ya da iletişiminiz. Biz müdahalede bulunamıyoruz, tek müdahale olay yerini terketmekle sınırlı kalıyor. Biraz can acıtabilir, beklentiler kırılabilir, ancak doğru, ayakları yere basan, gümbür gümbür yanınızda durabilen birisiyle iletişiminiz daha sağlıklı olacaktır, daha mutlu olacağınız ise kesin ?
Öyleyse ilişkiler başlar ve biter, mühim olan kazanımları, size neler kattığı. Alın kazanımlarınızı heybenize, yola devam.
Yine mi ayağınız takıldı, öyleyse uzmanlar tam da bu anlar için var değil mi ☺️
.
.
.
Uzm. Psikolojik Danışman/ Klinik Psikolog/ Psikoterapist Songül Çavdar
Siz de fikrinizi belirtin