Asla asla demeyin.
Demeyin azizim.
Ama büyük konuşma başına gelir tezinden, ama evrene yaydığı enerji nedeniyle başınıza geleceğinden, siz demeyin:)
Asla diyerek restleştiğimiz, savaştığımız, büyük konuştuklarımıza bir bakın, nasıl da başımızın dibinde.
Sırf büyük konuştukta başımıza geldi diye ne kadar önyargılı davrandık o başımıza gelenlere 🙂
Yahu oldu olanlar…
Tipi nedeniyle burun kıvırıp sonradan sevgili olduklarımız, o işi beğenmem diyip o işten kazandığımız paralar, onu kullanmam bunu yapmam diyip o nesnelere muhtaç oluşlarımız… Daha neler neler…
En sevmediğim benzetmelerden biri ‘okyanusta su zerresiyiz’. Zerre filan olduğumuzu düşünmüyorum ama böyle bakınca okyanusta su zerresiyiz. Bazen büyük tercihler içinde kayboluyoruz zerreliğimizi unutup. O yüzden cümlelerimizi çok keskin, kalıbından taşmış türünden seçtikçe, başımıza geliyor. Gelsin eyvallah, ancak gelmeyeceğini düşündüğümüzden başa gelen çekilirken güçlükler, sıkıntılar, hatta hastalıklar baş gösteriyor. Başa gelen çekilmez oluyor. Enn ama enn kötü olay bile biz insanlar için, hadi asla demeyin, demeyin ki ego kapasitemiz genişlesin, yüreğimiz olgunlaşsın, içiniz kıvamını alana dek yoğurulsun, o çiğ tatlar gitsin. Başıma gelene hoşgeldin deme ve hayır arama günü??Ben inanıyorum, insanın halledemeyeceği mesele yok??

.

.

.

Uzm. Psikolojik Danışman/ Klinik Psikolog/ Psikoterapist Songül Çavdar