Nasıl oluyor da bir gün toplum normlarına göre şekillenirken, bir gün kendi zihnimize ve fikirlerimize dayalı bi yaşam deneyimliyoruz.
Bir gün kadın erkek eşitliği diye kendimizi anlatmaya çalışırken öteki gün; kadının kıyafetine, saçına yorumlar yapıp kötüleyip hatta hakettiğini düşünüyoruz?
Bir gün kapitalist sisteme karşı çıkarken ertesi gün bir şeylerden kolayca influnce olup alışveriş batağına düşüyoruz?
Bir gün moda furyasına kapılıp, diğer gün kendiliğimize göre giyiniyoruz.
Bugün istediğimizi yarın istemiyoruz.
Doğru bulduklarımızı çocuğumuza uygularken yanlış bulduklarımıza dönüştürüyoruz.
Değişiyoruz. Dik durmakta güçlük çekebiliyoruz. Karar vermekte zorlanabiliyoruz. Korktuğumuz kişilere dönüşebiliyoruz.
Net olabilmek zaman ve tecrübe istiyor. Üstelik bizler çocukken sırtımızı dayadığımız bakım verenimizin de dik duruyor olması önemli bir etken… Etkendi. Zaman geçti tabi, geriye dönüş yok. Hepimiz insanız anlık değişebiliriz, kendimizi bu noktada hırpalamamak lazım. Zaten yıllardır bedel ödetmiyor muyuz kendimize? Zaten terapiye gidiyoruz gün be gün! ?
En azından bugünden başlayarak netleşirken, bedel ödememeyi artık misyon edinmek?Bunu bi düşünebiliriz… ?

.
.
Uzm. Psikolojik Danışman/ Klinik Psikolog/ Songül Çavdar